Erdoğan'dan 'gazetecilik' açıklaması: Gözdağı verdi

Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan, "Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 30.01.2025 15:52
Haber Güncellenme Tarihi: 30.01.2025 15:52

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni'nde konuştu.

Erdoğan, yine eski Türkiye'den bahsetti. Erdoğan, eski Türkiye'deki yargının vesayet yargısı olduğunu söyledi.

Erdoğan şöyle konuştu:

Vesayet odaklarının etkisinde kalan yargı, eski Türkiye'nin yargısıdır. Huzuruna gelen vatandaşa, tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı, eski Türkiye'nin yargısıdır. 28 Şubat'ta olduğu gibi darbecilere alkış tutan, belli kesimlere imtiyaz tanıyan, ideolojik kamplara ait ayrılmış yargı, eski Türkiye'nin yargısıdır. Bizde yarım asrı bulan millete hizmet yolculuğumuzda bu yargı anlayışı ile hem de defalarca yüzleştik. Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok kez bu zihniyetin gadrine uğradık.

Demokrasimize asla yakışmayan bu gelenek, anlayış ve alışkanlıklar artık eskide kalmıştır. Bir daha o günlere Allah'ın izniyle geri dönüş olmayacaktır. Şurası da bir başka gerçektir.

Bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevreler işte bu eski Türkiye'nin hayalini kurmakta, eski Türkiye'nin kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktadır.

Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar.

En temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak görüyorlar. İnsanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gasbetmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan, insanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gaspetmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Kimi zaman konumları, kimi zaman meslekleri, kimi zaman da ekonomik statüleri itibariyle anayasayı ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar.

Ama yargının kapsam alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar.

Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim, kimse bana dokunamaz. Hoyratlığı, hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır.

Her fırsatta vurguladığımız üzere Türkiye'de unutmayın; kimse la yüce değildir. Kimse kendisini hukukun üstünde, erişim alanı dışında göremez.

Hukuk başka bir şey, kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz. Olaya buradan bakacağız. Kanunu insan oğlunu istediği gibi yazar, çizer, yapar. Ama hukuk o değil. Hukuk hakkı haklı olana teslim etmektir.

Bunu yapacağız. Daha önce de farklı vesilelerle ifade ettim. Nezaket kuralları içinde kalmak şartıyla yargının tasarruflarını tenkit edebilirsiniz.

Verilen her kararı haklı bulmak, isabetli bulmak, kayıtsız, şartsız doğru kabul etmek zorunda da değilsiniz. İtirazlarınızı yine kanuni yollardan yapar, eleştirilerinizi yine üslubunca dile getirir. Geçmişte mahkemelerin ve yüksek yargı organlarımızın bazı kararlarını bizde eleştirdik.

Doğru bulmadığımız yönleri kamuoyumuzla açıkça paylaştık. Hatta şahsımıza ve partime yönelik aleni hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi yine hukuk zeminde verdik.

Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hale getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik. Bugün de aynı tavrımızı muhafaza ediyoruz. Hepimizin yargının görevini layıkıyla, hakaniyetle uygun şekilde yerine getirebilmesi için gereken desteği vermek ile mükellefiz. Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme haline getirilmesi, hakim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması sorumsuzluğun daniskasıdır.

Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez.

Türk yargısı 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır. Dolayısıyla herkesin, özellikle de siyasi fikirlerin özenli, sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması gerektiği kanaatindeyiz.