TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Imamoğlu

haberalmedya - Imamoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Imamoğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Deniz Yücel: “Bu Operasyonların Ekrem İmamoğlu’na Uzatılmasına Ne CHP, Ne Milyonlar İzin Verir” Haber

Deniz Yücel: “Bu Operasyonların Ekrem İmamoğlu’na Uzatılmasına Ne CHP, Ne Milyonlar İzin Verir”

CHP PM, dün Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, PM’nin gündemine ilişkin bugün basın toplantısı düzenledi. Yücel’in açıklamaları şöyle: Değerli basın mensupları, bizleri ekranları başından ve sosyal medya hesaplarından takip eden kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Dün Parti Meclisi toplantımızı gerçekleştirdik. Parti Meclisi toplantımızda son siyasi gelişmeler ışığında 2025 yılı stratejilerimizi konuştuk. Enflasyon ve hayat pahalılığı, bunun karşısında alım gücü günden güne düşen işçilerimiz, emeklilerimiz, memurlarımız, artan üretim maliyetleri karşısında beli bükülen çiftçimiz, ağır ekonomik koşullar nedeniyle kepenk indiren esnafımız, geleceğinden umudunu kesmiş öğrencilerimiz ve tutarsızlıklarla dolu dış politika, gündemlerimizin ana başlıklarıydı. SİYASALLAŞTIRILAN YARGI, MUHALEFETİN ÜZERİNDE ADETA BİR SOPA GİBİ KULLANILMAKTADIR Bu sorunların tamamının sebebi, 23 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP’nin iş bilmez liyakatsiz kadrolarıyla, yaptım oldu mantığıyla, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan yönetim anlayışıdır. Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde; toplumsal huzur beklenemez, ekonomik gelişmişlik ve refah beklenemez. Hukukun üstünlüğünün yok sayıldığı yerde hiçbir sorun çözülemez. Toplumun tüm kesimleri ekonomik kriz ve hayat pahalılığı altında inim inim inlerken, 23 yıldır tek başına iktidar olmanın verdiği yıpranmışlık, 31 Mart yenilgisinin hazımsızlığı ve iktidarı kaybetme kaygısıyla, demokrasiden nasibini almamış AKP iktidarının her şeyi dizayn etmeye çalıştığı, her fırsatta millet iradesinin gasp edildiği, hukuksuzluğun normalleştirilmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Bugün siyasallaştırılan yargı, muhalefetin üzerinde adeta bir sopa gibi kullanılmaktadır. İktidar aldığı her kararla, toplumun hava gibi, su gibi ihtiyaç duyduğu adalet sistemini biraz daha çürütmektedir. Halkımızın muhatap edildiği bu adaletsizlikler, her alanda ülkemizi geriye götürmekte, Türkiye’nin itibarına leke sürmektedir. Beşiktaş Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’a yönelik yapılan operasyonda bu hukuksuzluk zincirinin son halkasıdır. 31 Mart’ta sandıkta elde edemediğini, çeşitli ayak oyunlarıyla millet iradesini gasp ederek elde etmeyi alışkanlık haline getiren AKP iktidarı, bu kez de yüzde 64 oy oranıyla kazandığımız Beşiktaş Belediyemize göz dikmiştir. Halkın seçtiği, her 3 kişiden 2’sinin oy verdiği Belediye Başkanımız Rıza Akpolat, bir kamu görevlisi olmasına rağmen hakkında kaçma şüphesi olduğuna dair somut bir bilgi, belge ve bulgu olmamasına rağmen bir davetiye ile ya da uygulamada yapıldığı gibi bir telefonla ifadeye çağırılsa, ifade verebilecek durumda olmasına rağmen Ceza Muhakemesi Kanununun açık hükümleri ihlal edilerek bir şafak baskınıyla, bir şafak operasyonuyla gözaltına alınıyor. KARŞIMIZDA, BİR HUKUK DÜZENİ DEĞİL, ORGANİZE BİR KÖTÜLÜK ŞEBEKESİ VAR Şüphesiz hiç kimse soruşturulmaktan ve yargılanmaktan muaf değildir. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Beşiktaş Belediyesinde yürüttüğü süreç, soruşturmanın ve sürecin hukuki değil siyasi bir saikle yürütüldüğünü çok açık bir şekilde göstermiştir. Bugün karşımızda, bir hukuk düzeni değil, organize bir kötülük şebekesi var. O organize kötülük; Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atayan, belediyeler iş yapmasın diye gelirlerini kesen, “belediyeleri silkeleyin” diye bakanlarına talimat veren kötülüktür. Maksat belli: FETÖ yöntemleriyle Belediye Başkanlarımızı itibarsızlaştırmak. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğini yıpratmak. Hukuk ve yargı ambalajı içerisinde bu siyasi operasyonu yapanlar, aslında sadece Beşiktaş’ta Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermiş olan seçmene değil, demokrasiye inanan milyonlarca vatandaşımıza meydan okumaktadır. Anlıyoruz ki, AKP 31 Mart seçimlerinde milyonlarca vatandaşın sandıkta verdiği mesajı, gösterdiği sarı kartı hala anlayamamış. Millet hayat pahalılığından bezmiş, zamlar yağmur olmuş milletin tepesine yağıyorken milletle gönül bağını koparmış olan AKP’nin bütün derdi, tasası “CHP’li belediyelerin halka hizmet etmesinin önüne engel koymak, çelme takmak ve kumpas kurmak…” İKTİDARIN SİYASİ HAZIMSIZLIĞINA BUGÜNE KADAR TESLİM OLMADIK BUGÜNDEN SONRA DA TESLİM OLMAYIZ Bugün iktidar; demokratik siyasetin asgari gereklerini bile yerine getirmeyecek kadar gözünü karartmış durumdadır. Bugün iktidar; halkın güvendiği, inandığı, oylarıyla yetkilendirdiği kişi Cumhuriyet Halk Partili olunca, adalet duygusunu, vicdanını kaybetmiş, siyasetin maşası olmuş bir kısım yargı mensupları aracılığıyla “her türlü siyasi operasyonu yapabilecek kadar” gözünü karartmıştır. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele masalıyla başlayan AKP hikayesi yasakların arttığı, yoksulluğun derinleştiği, yolsuzluğun ise tam da adresi olduğu bir noktaya varmıştır. Buradan bu siyasi operasyonlardan medet umanlara sesleniyorum. Biz, bu devleti kuran, köklerini Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinden alan Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Biz, Türkiye’nin birinci partisiyiz. İktidarın siyasi hazımsızlığına bugüne kadar teslim olmadık bu günden sonra da teslim olmayız. Bu saldırılara karşı mücadelemiz, topyekûn bir adalet ve demokrasi mücadelesidir. Bu mücadeleyi halkımızla birlikte büyüteceğiz ve halkımızın iradesine, daha iyi bir gelecek umuduna kast eden her türlü haksızlığın ve hukuksuzluğun karşısında duracağız. Bugün iktidar koltuğunda emaneten oturanlara hatırlatmak isteriz. Halkın gönlünden de gözünden de düştünüz. Panik içerisindesiniz. Acz içerisindesiniz. Akıntıya karşı kürek çekiyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, belediye başkanlarımızla, milletvekillerimizle ve tüm kadrolarımızla hem halka hizmet edeceğiz, hem de sizin algı operasyonlarınıza karşı hep birlikte dimdik ayakta duracağız. Bugün saat 14.00’de Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, MYK üyelerimizle, milletvekillerimizle, Parti Meclisi üyelerimizle, belediye başkanlarımızla ve İstanbul il örgütümüzle bu haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı tepkimizi göstermek ve duyurmak için Beşiktaş Belediyesi’nin önünde olacak. Kimse bu hukuksuzluklara, bu siyasi operasyonlara sessiz kalmamızı beklemesin. BAROLARA GÖZ DİKEN AKP, AMACINA ULAŞMAK İÇİN HER YOLU MÜBAH SAYIYOR Değerli arkadaşlar, Beşiktaş Belediyemize yapılan bu siyasi operasyon ve algı mühendisliğinin yanında geçtiğimiz günlerde bir hukuksuzluk daha yaşandı. Yargının sacayağı, bağımsız savunmayı temsil eden İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi istemiyle dava açıldı. Yakın bir geçmişte çoklu baro uygulaması ile barolara göz diken AKP, amacına ulaşmak için her yolu mübah sayıyor. Ne seçim tanıyor ne de hukuk tanıyor. Yürütmenin yargıya talimat vermesi ve muhalif her sesi susturmak için hukuku araçsallaştırması, tarafsız ve bağımsız yargı sisteminin çöktüğünün ilanıdır. Demokratik hiçbir seçime tahammülü olmayan, itibar suikastleri ile kendine muhalif olan herkesi hedef gösteren iktidarın temel amacı bu ülkede bir korku iklimi yaratmaktır. Yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı susturmaya yönelik bu tutum İstanbul Barosu nezdinde tüm barolara bir gözdağı verme girişimidir. Bilinmelidir ki savunma hakkının temsilcisi avukatlar ve onların meslek örgütü olan barolar bu tehdit, sindirme ve baskı politikalarına asla boyun eğmez. Hukuksuzluk sadece bize değil, kime yapılırsa yapılsın karşısında duracağız. Belediyelerden başlayıp barolara uzanan hak ve irade gaspına karşı durmak; hukuka, adalete, özgürlüklere, meslek örgütlerine, seçme ve seçilme iradesine inanan herkesin görevidir. Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Teşekkür ediyorum. Sorusu olan var mı arkadaşlar? CHP HER KOŞULDA, HER SATIHTA; HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ VERMEYE HAZIRLIKLI OLAN BİR PARTİDİR Soru- Efendim Beşiktaş'taki operasyonun Ekrem İmamoğlu'na uzanma ihtimali de konuşuluyor. Sizin Parti Meclisinde böyle bir gündeminiz oldu mu? Olduysa da CHP'nin yol haritası ne olacak bu konuda? Deniz Yücel- Efendim Dün Parti Meclisi toplantımız yaklaşık 7 saat sürdü. Parti Meclisi toplantımızın önemli ve ana gündemlerinden biri de Beşiktaş belediyemize yapılan operasyondu. Elbette bu konuyu çok yönlü olarak değerlendirdik ve hala da değerlendiriyoruz. Bir kere yargı bağımsız olsa idi bu sürecin bu noktaya gelmemesi gerekirdi. İktidarın siyaseti dizayn etmesi için iktidarın aparatı olan, iktidar elinde araçsallaşan yargı mensupları olduğu gibi bu ülkede mesleğini anayasaya, kanunlara, vicdani kanaatlerine göre yapan onurlu, şerefli, haysiyetli hakimler ve savcılar olduğunu biliyoruz. Hatta onların sayısının çok daha fazla olduğunu da biliyoruz. Ve tabii Türk yargısına da güvenmek istiyoruz. Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü olan bir ülkede seçimle gelen kişilerin yine seçimle gitmesi gerekir. Böyle hukuk ambalajı içerisinde siyasi operasyonlarla değil. Ancak şunu ifade edeyim. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Cumhuriyet Halk Partisi her koşulda, her satıhta her türlü mücadeleyi vermeye hazırlıklı olan bir partidir. Sayın Ekrem İmamoğlu geçmişte Tayyip Erdoğan'ı ve AKP'yi üç kez yenmiş, İstanbulluların gönlüne girmiş, gönlünde taht kurmuş, Türkiye'nin geleceğini inşa edeceği konusunda bir iddia ortaya koymuş bir siyasetçi. Sadece İstanbulluların değil Türkiye'nin, milletimizin gönlünde taht kurmuş bir siyasetçi. Dolayısıyla bu sürecin, bu siyasi operasyonların Sayın Ekrem İmamoğlu'na uzanmasına, uzatılmasına ne Cumhuriyet Halk Partisi izin verir ne de milyonlar izin verir. Teşekkür ediyorum.

İmamoğlu'ndan iktidara hodri meydan Haber

İmamoğlu'ndan iktidara hodri meydan

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hukuksuz bir biçimde gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a Beşiktaş Belediyesi Meclis Salonu’ndan destek verdi. İmamoğlu, 28 ay boyunca Adalet Bakan Yardımcısı olarak görev yapan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanan Akın Gürlek’in atanma sürecini kamuoyu ile paylaştı. “Sayın Cumhurbaşkanı, 8 Haziran 2011 tarihinde, bakanlıkların yeniden yapılandırılmasına ilişkin basın toplantısında, bakan yardımcılarının hükümetle gelip, hükümetle gideceğini söylüyor” diyen İmamoğlu, “Bakan yardımcılarının bir anlamda ‘siyasi müsteşar’ görevi yapacağını açıkça belirtiyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın o zaman yapmış olduğu basın toplantısında yaptığı açıklamaya bakarsak, İstanbul'da görev yapan, bir dönem Adalet Bakan Yardımcısı olan beyefendi, Adalet Bakan Yardımcısı olarak atandığı tarih itibariyle, bir nevi onun ismi, ‘siyasi müsteşar.’ Bence de o, siyasi müsteşarlık görevini terk etmediği gibi, içselleştirmiş de birisidir. Cumhurbaşkanının deyimiyle, ‘siyasi müsteşar’ olan beyefendi, görev aldığı bu kentte düşünün, kendini çok mensup ve o hissettiği hatta onu içselleştirdiği, yaşadığı, bugünün merkezi iktidarı olan hükümet olan partiyi İstanbul'da üç kez seçimde yenerek, Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş bir kişiyle Ekrem İmamoğlu'yla görüşemeyecek kadar, kendini siyasi erkeğe teslim etmiştir” ifadelerini kullandı. Suç örgütü lideri olarak kamuoyuna duyurulan kişinin Isparta Belediye Başkanı’na lüks bir araç hibe ettiğini kamuoyuna duyuran İmamoğlu, “Hibe etmiş. Bakın kiralamamış. Milyonlarca liralık bir hediye. Hem de makam arabası. ‘Her gün bin, beni hatırla! Beni sakın unutma!’ Hem de bir belediye başkanına. Mesela, Isparta Belediye Başkanı’na bunları soracak mısınız? Başka kurum ve kuruluşlarda, bu ve benzeri işlemler yapılmış mı? Bunları araştıracak mısınız? Bu iş insanı, neden size milyonlarca liralık bir aracı hediye etti diye, bu sorgulamaları yapacak mısınız? Aynı şirket, başka araçlar da hibe etmiş bu arada. Mesela bunlar, sayın savcı beylerin neden hiç dikkatini çekmiyor? Çok enerjiksiniz, çok heyecanlısınız, çok şehvetlisiniz evlerin kapılarına insanlar yollarken, ‘kapıları kırarız, ederiz’ derken” şeklinde konuştu. Nazi dönemi Almanya'sının ünlü muhaliflerinden Alman din adamı ve asker Martin Niemöller'ün, “Sonra benim için de geldiklerinde, sesini çıkartacak kimse kalmamıştı” sözlerini hatırlatan İmamoğlu, “Hep beraber ayağa kalkma zamanı. Beni istemeyene, hayatı bana dar etmeye çalışana ben buradan meydan okuyorum: Büyükşehir Belediyesi’ne ve bana ulaşmak ise hedefiniz, benim yol arkadaşlarıma ve ailelerine çile çektirmenize, bahaneler yaratmanıza, ara yollar üretmenize gerek yok. İşte siyasi yasak davam orada? İstinaf Mahkemesi’nde. Madem hedefiniz benim; mert olun, bari burada mert olun, onayın benim cezamı, milleti rahat bırakın yahu. Milleti rahat bırakın. Hodri meydan. Demokrasi, adalet, eğitim, ekonomi, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, bir sürü sorunlarımız var. Bütün bu sorunlar varken, bunlarla uğraşılıyor. Ve bir kez daha mertliğe davet ederek söylüyorum ki; mücadelenizi bu milletle sandıkta hesaplaşarak, bizimle beraber orada mücadelenizi verin. Bu yollar, doğru yollar değil. Bu yollar mertlik yolları değil. Türkiye'ye sesleniyorum: İstediğiniz her kanaldan beni bir kez daha dinleyin, bir kez daha dinleyin, bir kez daha dinleyin… Ülkeme, canım ülkeme, milletimize sesleniyorum. Lütfen bunu iyi duyun: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bu kadar” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.