Büyük Rus Yazarlardan Maksim Gorki nin Sürgün ve Açlıkla Geçen Hayat Hikayesi
Yazının Giriş Tarihi: 30.01.2025 14:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.01.2025 14:53
Rus proletaryasının devrimci mücadelesini en iyi anlatan "ana" isimli romanını Maksim Gorki bu dönemde kaleme alır. ve devrimci harekete atfen yazar Ana'yı. Maksim Gorki'nin dünya klasikleri arasına giren ana isimli romanı devrimci bir niteliğe sahip önemli bir eserdir. Ayrıca ana, maksim Gorki'nin devrimci harekete adadığı tek romanıdır. ana sadece Rusya'da değil tüm dünyada büyük bir ses getirir. Gorki burada devrimin yani "sosyalist anavatan Rusya Ana'nın" çocuklarına neler kazandıracağına yönelik görüşlerini de ortaya koyar. Gorki'nin burada işlediği tema; insanın kendini halkın kaderinden uzak tutmasıyla kişiliğini yıkarak, ruhunu öldüreceğidir. "insan olmak, halkın kurtuluşu ve mutluluğu ve özgürlüğü için yürüttüğü mücadeleye katılmaktan geçer" der Gorki. ayrıca bireycilik ile ilgili olarak da; "bireycilik kadar insanın bireyselliğini öldüren daha başka bir şey yoktur " diye düşünür. işte bu tanımlar maksim Gorki'nin bir çok eserinde vardır. insan onurlu bir kelimedir gorki için. buna dair de; "hümanistlik yaparak insana acımak yerine içinde yer aldığı ortamını, yaşamını yeni baştan biçimlendirme yeteneğine inanarak buna yönlendirmek gerekir" der.
Maksim Gorki "çocukluğum", "ekmeğimi kazanırken" ve "benim üniversitelerim" isimli üç ciltlik bir diziyi oluşturan öz yaşam öyküsünü İtalya'da bitirir. bunlar Rusça otobiyografilerin en iyilerindendir ve Gorki'nin sosyalist dünya görüşünü benimsemesine kadar giden yolu gösterir. Sovyet sanatı sosyalist kültürün temsilcilerinden olan Gorki'yle dünya kültürüne yenilik getirir. Gorki boydan boya rusya ismiyle bir araya getirdiği kısa öyküleri ve öz yaşam öyküsüyle hiçbir bencilliğe ve kaygıya düşmeden olduğu gibi kendi kişiliğini koyar ortaya. sosyalist bakış açısıyla edebiyatta, sanatta yeni bir tarz yaratmış olur. bundan dolayı 1917 ekim devrimi sonrası dönemde birbirinden farklı değişik sanat dallarının yeni ustaları Gorki'nin aydınlattığı bu yolda, onun yaratmış olduğu bu yeni karakterle, yeni tarzla ilerler. bunlardan bazıları; Enisenstein'in "Potemkin zırhlısı", Pudovkin'in Gorki romanından çektiği "ana" filmi ve Ostrovski'nin "çelik böyle sertleşti" isimli eserleridir. işte bahsettiğimiz bu yeni tarz eserlerdeki temel konular; Rusya'daki devrimci mücadele ve sosyalist kişiliklerin oluşum ve gelişim süreçleridir. yani bu tablo rusya'da bir altüst oluşu ifade eder. ve bu dönem için Gorki de Lenin'in sözlerine katılır; "ülkemizde herkes için gün gibi açıktır. emeğe yeni bir bakış açısı getiriyor bu atılım ve emeğe topluma ve çevreye karşı temelden yepyeni bir tutumu temsil ediyor".
Aynı yıllarda gorki bir dizi tiyatro eseri de yazar "Batak", "Vaysa", Jeleznova", "Yazlıktakiler" ve "Düşmanlar" yazdığı oyunlardan bazılarıdır. batak isimli oyunu Almanya'da da iki yıl süreyle oynanır. 1932'de Sovyetler Birliği'nde Sovyet yazarlar birliği kurulur. bu birliğin ilk başkan maksim Gorki olur. 1934'ün Ağustosu'nda tüm Rusya Sovyet yazarları Kongresi'nin kapanış konuşmasını Gorki yapar; "çeşitli cumhuriyetlerin kültürleri biçim bakımından ulusal, öz bakımından sosyalist olarak kalacaktır…" gorki, "sosyalist gerçekçilik üzerine" başlığı altında yazdığı makalesinde sovyet halkına şunları söyler: "geçmişin zehirli, katlanılmaz, kötü etkilerinin, gerektiği biçimde ortaya konması ve anlaşılması için, bunlara şimdi kazanılan başarıların doruğundan, gerçekle ilgili büyük ideallerin yüksekliklerinden bakma yeteneğine sahip olmak gereklidir. bu yüksek görüş noktası, edebiyatımıza yeni bir tema kazandıracak, yeni biçimler yaratmasına yardımcı olacak ve bizim için yepyeni bir yönelim –sosyalist gerçekçilik- yaratacak olan, onurlu ve kıvançlı bir duygu uyandıracaktır." Gorki devrimci-sosyalist bir yazar olarak kısa süreli düştüğü hatalar dışında bütün yaşamı boyunca bu görüşlerine ve düşüncelerine bağlı kalır. Maksim Gorki 1936'da ölür, ama geride Sovyet ve dünya Edebiyatı'na büyük bir hazine bırakır. Tarihi açıdan, Gorki'nin eserlerinde devrim öncesi, ekim devrimi ve Rusya'da Sovyetler İktidarı'nın ilk döneminde halkın yaşayışının çok açık bir dille anlatılıyor olması son derece önemlidir. Maksim Gorki yaşadığı çağın en büyük ustalarındandır.
Bu hafta sizlere sevgili Sunucu Gazeteci –Yazar arkadaşım İsmail Küçükkaya’nın 2020 Yılında Nemesis Kitap’tan çıkan ‘’ Fikri hür vicdanı hür ‘’ Adlı kitabını öneririm. Saygılarımla.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Harun Hüsam KURT
Büyük Rus Yazarlardan Maksim Gorki nin Sürgün ve Açlıkla Geçen Hayat Hikayesi
Rus proletaryasının devrimci mücadelesini en iyi anlatan "ana" isimli romanını Maksim Gorki bu dönemde kaleme alır. ve devrimci harekete atfen yazar Ana'yı. Maksim Gorki'nin dünya klasikleri arasına giren ana isimli romanı devrimci bir niteliğe sahip önemli bir eserdir. Ayrıca ana, maksim Gorki'nin devrimci harekete adadığı tek romanıdır. ana sadece Rusya'da değil tüm dünyada büyük bir ses getirir. Gorki burada devrimin yani "sosyalist anavatan Rusya Ana'nın" çocuklarına neler kazandıracağına yönelik görüşlerini de ortaya koyar. Gorki'nin burada işlediği tema; insanın kendini halkın kaderinden uzak tutmasıyla kişiliğini yıkarak, ruhunu öldüreceğidir. "insan olmak, halkın kurtuluşu ve mutluluğu ve özgürlüğü için yürüttüğü mücadeleye katılmaktan geçer" der Gorki. ayrıca bireycilik ile ilgili olarak da; "bireycilik kadar insanın bireyselliğini öldüren daha başka bir şey yoktur " diye düşünür. işte bu tanımlar maksim Gorki'nin bir çok eserinde vardır. insan onurlu bir kelimedir gorki için. buna dair de; "hümanistlik yaparak insana acımak yerine içinde yer aldığı ortamını, yaşamını yeni baştan biçimlendirme yeteneğine inanarak buna yönlendirmek gerekir" der.
Maksim Gorki "çocukluğum", "ekmeğimi kazanırken" ve "benim üniversitelerim" isimli üç ciltlik bir diziyi oluşturan öz yaşam öyküsünü İtalya'da bitirir. bunlar Rusça otobiyografilerin en iyilerindendir ve Gorki'nin sosyalist dünya görüşünü benimsemesine kadar giden yolu gösterir. Sovyet sanatı sosyalist kültürün temsilcilerinden olan Gorki'yle dünya kültürüne yenilik getirir. Gorki boydan boya rusya ismiyle bir araya getirdiği kısa öyküleri ve öz yaşam öyküsüyle hiçbir bencilliğe ve kaygıya düşmeden olduğu gibi kendi kişiliğini koyar ortaya. sosyalist bakış açısıyla edebiyatta, sanatta yeni bir tarz yaratmış olur. bundan dolayı 1917 ekim devrimi sonrası dönemde birbirinden farklı değişik sanat dallarının yeni ustaları Gorki'nin aydınlattığı bu yolda, onun yaratmış olduğu bu yeni karakterle, yeni tarzla ilerler. bunlardan bazıları; Enisenstein'in "Potemkin zırhlısı", Pudovkin'in Gorki romanından çektiği "ana" filmi ve Ostrovski'nin "çelik böyle sertleşti" isimli eserleridir. işte bahsettiğimiz bu yeni tarz eserlerdeki temel konular; Rusya'daki devrimci mücadele ve sosyalist kişiliklerin oluşum ve gelişim süreçleridir. yani bu tablo rusya'da bir altüst oluşu ifade eder. ve bu dönem için Gorki de Lenin'in sözlerine katılır; "ülkemizde herkes için gün gibi açıktır. emeğe yeni bir bakış açısı getiriyor bu atılım ve emeğe topluma ve çevreye karşı temelden yepyeni bir tutumu temsil ediyor".
Aynı yıllarda gorki bir dizi tiyatro eseri de yazar "Batak", "Vaysa", Jeleznova", "Yazlıktakiler" ve "Düşmanlar" yazdığı oyunlardan bazılarıdır. batak isimli oyunu Almanya'da da iki yıl süreyle oynanır. 1932'de Sovyetler Birliği'nde Sovyet yazarlar birliği kurulur. bu birliğin ilk başkan maksim Gorki olur. 1934'ün Ağustosu'nda tüm Rusya Sovyet yazarları Kongresi'nin kapanış konuşmasını Gorki yapar; "çeşitli cumhuriyetlerin kültürleri biçim bakımından ulusal, öz bakımından sosyalist olarak kalacaktır…" gorki, "sosyalist gerçekçilik üzerine" başlığı altında yazdığı makalesinde sovyet halkına şunları söyler: "geçmişin zehirli, katlanılmaz, kötü etkilerinin, gerektiği biçimde ortaya konması ve anlaşılması için, bunlara şimdi kazanılan başarıların doruğundan, gerçekle ilgili büyük ideallerin yüksekliklerinden bakma yeteneğine sahip olmak gereklidir. bu yüksek görüş noktası, edebiyatımıza yeni bir tema kazandıracak, yeni biçimler yaratmasına yardımcı olacak ve bizim için yepyeni bir yönelim –sosyalist gerçekçilik- yaratacak olan, onurlu ve kıvançlı bir duygu uyandıracaktır." Gorki devrimci-sosyalist bir yazar olarak kısa süreli düştüğü hatalar dışında bütün yaşamı boyunca bu görüşlerine ve düşüncelerine bağlı kalır. Maksim Gorki 1936'da ölür, ama geride Sovyet ve dünya Edebiyatı'na büyük bir hazine bırakır. Tarihi açıdan, Gorki'nin eserlerinde devrim öncesi, ekim devrimi ve Rusya'da Sovyetler İktidarı'nın ilk döneminde halkın yaşayışının çok açık bir dille anlatılıyor olması son derece önemlidir. Maksim Gorki yaşadığı çağın en büyük ustalarındandır.
Bu hafta sizlere sevgili Sunucu Gazeteci –Yazar arkadaşım İsmail Küçükkaya’nın 2020 Yılında Nemesis Kitap’tan çıkan ‘’ Fikri hür vicdanı hür ‘’ Adlı kitabını öneririm. Saygılarımla.