Kapıdan içeri giriyorsunuz, büyük bir kısmı desklerde, bir kısmı da ayakta inanılmaz güler yüzlü, pırıl pırıl gençler karşılıyor sizi.

Akredite ettirdiğiniz isimler kontrol ediliyor, onca kalabalığa rağmen beklemiyorsunuz bile.

Karşılama kadrosu sayısı, gelenleri bekletmemek adına çok iyi hesaplanmış.

En güzeli öyle sahte yapay değil, gerçekten içten gülümseyerek karşılıyorlar sizi.

Bu geçişten sonra salonun kapısında, tahminimce gecenin mimarları olan Harun Karanfilci ve Yankı İçöz –ki gece boyunca ayakta, organizasyonda en ufak bir aksaklık yaşanmaması adına koşturduklarına da şahit olduk- tek tek tüm gelen gazetecileri karşılayıp ve hatta o yoğunlukta tüm gelenlerle sohbet ediyorlar. (Yankı İçöz’den gelecekte yapacakları projeler adına tiolar da alabildik)

İğne atsan yere düşmeyecek bir kalabalık, sahnede muhteşem bir orkestra, o sırada tek tek dostlarla selamlaşmalar, kucaklaşmalar. Bir arada olmayı özlemişiz hepimiz.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in masaları tek tek gezerken, selfie yağmuruna tutulması ve etrafını kalabalık bir basın grubunun sarması oldukça önemliydi.

Bir zamanlar seçim kaybedildiğinde, yalnızlaştırılma çabası ve hatta yalnızlaşması; yine de o dönem hiç yanından ayrılmayan ekibinin kendisine gösterdiği vefa ve Bursa kazanıldığında ana kadrosuna aynı vefayı göstermesi önemliydi. Salondaki atmosferden göründüğü üzere, şimdi artık “herkes” yanında.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Yüksel Baysal’ın yaptığı konuşmada, özellikle değindiği nokta önemliydi. Alinur Aktaş döneminde salonda bulunan birçok gazetecinin, bu gibi etkinlik ve organizasyonlara davet edilmediği, şimdi ise bu organizasyonda o zaman ötekileştirilen dostları yeniden bir arada görmenin önemini ve kıymetini anlattı.

Başkan Bozbey’in en dikkatle altını çizdiği “doğru habercilik” kavramı idi. Özellikle etik ilkeler konusunu vurguladı. Bilgi kirliliğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini, eleştiri ve önerilerin kendilerine yol gösterdiğini belirtti. Gerçeğin peşinden giden tüm basın emekçilerinin emeğini ve cesaretini kutladı.

Konuşması sık sık, alkışlarla kesilen Bozbey basının ilgisinden oldukça memnun görünüyordu.

CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş beni her zaman şaşırtan isimlerden. Normal de çok sakin, çok naif tutum sergileyen başkan, kürsüye çıkınca bambaşka bir hatip oluyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman basın emekçilerinin yanında olacaklarını belirten Yeşiltaş’a da salonda oldukça büyük bir ilgi vardı.

CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ve Hasan Öztürk de kürsüde yerlerini aldılar.

Özellikle Hasan Öztürk’ün katledilen gazeteciler, basın özgürlüğü ve üstüne basa basa Uğur Mumcu vurgusu yapması çok kıymetliydi.

En güzeli geçmişten bugüne, uzun zamandır tüm dostlar bir aradaydı.

Ve gazetecilerin en gereksinim duyduğu hediyeler çok iyi düşünülmüştü. Zor şartlar altında, en çok ihtiyaç duyulan ve bazen çalışılan kurumların dahi tedarik etmediği/edemediği en önemli ayrıntılardan biriydi.

Son olarak; küçük bir eleştiri ya da tavsiye diyelim.

Konuştuğumuz bir çok arkadaşımız (ben de dahil) böyle etkinliklerin tek bir elden çıkması, birkaç organizasyona bölünmemesini istiyorlar.

Dağınıklık, kopukluk olmadan, oradan oraya sürüklenmeden tek bir çatı altında yapılması, herkesin tek bir noktada bir araya gelmesi, bunu da Büyükşehir Belediyesi’nin önderliğinde, tüm ilçe belediyelerinin katılımıyla yapılmasını arzu ediyorlar.

Bunun dışında zaten her şey tam da olması gerektiği gibiydi.

Emeğinize sağlık.