CHP Büyükşehir Belediye başkanı Mustafa Bozbey’in göreve geldikten sonra, yeğenini ataması ve ardından hatasından dönmesine rağmen hala ısıtıp ısıtıp önüne koyan bir güruh mevcut.

Elbette hataydı lakin hatadan dönülmüş iken; yedi ceddini, sülalesini, damatlarını, oğullarını, kızlarını, birinci, ikinci tüm dereceden akrabalarını her bir yere yerleştirmiş kişilere kör, sağır, dilsiz olan bu güruhu hepimiz biliyoruz.

Yapılan olumlu her şeye karşı, üç maymunu oynayıp da; mal bulmuş mağribi gibi atladılar konuya…

Bu hatadan dönülünce; baldız diye tutturdular.

Yahu baldız zaten devlet memuru ve yıllardır belediye çalışanı idi. O dikiş de tutmadı…

O da tutmayınca, hani bayramda emeklilere 2 bin tl verecektin korosu başladı bu seferde…

Belli kriterler ölçüsünde (mesela aynı aileden 2 kişiye verilmemesi gibi), gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşması ve bence en önemlisi; bu kodların BURFAŞ'ın küçük esnafa tanımlanması, hem emeklinin, hem esnafın yüzünün gülmesine sebep olmuş.

Büyükşehir Belediyesi üst kadrolarının yıllardır örgütte emek veren kişilerden oluşması da, artık parti içinde “emek en yüce değerdir” sözünün boşa olmadığını gösterdi.

Gelelim Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a…

Duyduğum tüm yorumlar, Bursa’nın yıldızının şimdiden Aydın olduğunu gösteriyor.

Sanki yıllardır belediye başkanlığı yapmışçasına; tökezlemeden, takılmadan, ağlanmadan, işçi kıyımı yapmadan yoluna başlaması ve aynı istikrarla devam ediyor olması takdir topluyor.

Tavırlar samimi, dümdüz; ego sıfır.

Kendisine güvenenleri, inananları, destekleyenleri; kısaca onu oraya taşıyanları unutmadan –onları da utandırmadan- Bursa’nın gururu olma yolunda ilerliyor.

Osmangazi çok meşakkatli, yol çok uzun olsa da, yapılacak onca işle başa çıkacak izlenimi veriyor.

Nilüfer ve Mudanya konusunda aynı izlenimler yok ne yazık ki.

Tek fark Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in örgütten geliyor olması. Siyasi tecrübesi olmasına rağmen bu kadar tökezlemesi inanılır gibi değil.

Örgüt ağlanma tavırlarından hoşlanmıyor. Özellikle yeni gelen belediye başkanlarının önceki CHP’li başkanları kötülüyor konuma düşmesi çok itici bir tavır.

Biri der maaşları ödeyemiyorum, biri der belediye de çay parası yok…

Bursa’nın en gözbebeği iki ilçenin belediye başkanları olmuşsunuz, ağlamaktan icraata geçemiyorsunuz.

Öyle bir tavır içindeler ki; sanki örgüt Şadi Özdemir ve Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’a yalvarmış, zorla o koltuklara oturtulmuşlar gibi.

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, AKP’li önceki başkana bile laf etmezken; bu kişiler önceki CHP'li belediye başkanlarını nasıl karalarız, yapamadıklarımızı nasıl kapatırız derdinde izlenimi veriyorlar.

Cambaza bak tavrı, ne CHP Örgütüne ne de seçmene sökmez.

Ve CHP örgütü bu tavırdan hiç ama hiç hoşlanmıyor.

Siz belediyelerin kasasının ardına kadar dolu alacağınızı mı düşünüyordunuz? Borçsuz belediye olur mu? Göreve gelir iken bunu bilmiyor muydunuz?

Her konuşmalarında, artık arkalarından acıklı şekilde bağlama sesi gelecek hissi veren tavırlarından bıktı millet.

Mudanya’nın vizyon bir kente dönüşmesi gerekir iken; Nilüfer Bursa’nın zaten gözbebeği iken, belediyeye çay bile alamıyorum, yok maaşları ödeyemiyorum sözleri vatandaşta nasıl karşılık bulur sizce?

Daha çay bile alamazken, maaşları ödeyemez iken nasıl hizmet vereceksiniz demez mi seçmen?

Türkiye genelinde genel bir rüzgar var iken; o alınan oylar rekor değil.

İktidarın en yıpranmış, en kötü, kör topal, en yaralanmış olduğu dönemde o oyları almak kolay. Seçmenin tepki oyları, verdiği şans eğer ki değerlendirilmez ise, bir dahaki dönemine etkileri neler olabilir tahmin eden var mı?

Domino taşları gibi, ancak yerel başarılı olursa, genelde başarılı olunabilir.

Hem geldiğiniz makamlara, hem de sizi oraya taşıyanlara bu konuda büyük bir borcunuz var.

Yani Şadi abi (!) senin Özgür’ün arkasını toplamaya çalışmaktan daha büyük işlerin var. Hatırlatayım...